Bizi insan yapan dilimiz kadar yaralarımızdır. Yazdığımız her şey, yaramızdır ve yaraların beyanı esastır İbn-i Haldun’un Coğrafya kaderdir! cümlesinden el alıp çoğaltırsak, yaralarımız da kaderimiz ve kederimizdir.
İnsan derdi ve yarası olduğu için yazar. İnsan derdiyle ve yaralarıyla baş etmek için de yazar. Kaybın yasını tutmak için de yazar insan. Yazarın alnına yazılan okurun alnına da yazıldığı için, bu tür çok kapılı ve çok katmanlı kitaplar düz okur değil düş/organik okur talep eder.
Kitabın kahramanı Sibel’in yaraları bizim de yaralarımızdır, ama hiçbir yara anonim değildir. Her yaranın tarihi de tabiri de başkadır. Çünkü herkes kendi acısına ve kendi yarasına kiracıdır. Sibel’in yaralarını göstermekle kalmıyor, okura da kendi yarasını hatırlatıyor bu kitap. Çünkü yazar-kitap-okur ilişkisi, bir yanıyla yaraların tanıştırılması ve yardıma çağrılması hevesidir.
Zarfın pula, pulun zarfa; gönderenin alıcıya, alıcının gönderene; âşıkların birbirine ve aşka yakışmadığı bir zamanda Rukiye Ekenler, mektup ve yara odaklı ilk romanı Bahar Mektupları ile selamlıyor okuru.
Mektubun/kitabın içine kuş yerine yaralarını koyan bir yazarla ve kitabıyla tanışmak çok kıymetli
Sezai Sarıoğlu
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
2. Hamue
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2018
Sayfa Sayısı
360
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789756178744
Ortalama Değerlendirme »