Okurlarin yillar önce Mavera’dan tanidigi Recep Seyhan, üçüncü kitabiyla hakiki olanla kurmaca olanin; var olanla hep bir yerlere giden arasindaki elle tutulamayanin paradoksal iliskilerine imgesel, felsefî, ironik bir dille; anlatici agirlikli, akiskan anlatimiyla dikkatimizi çekiyor. Modern öykü ile postmodern çizgi arasinda kendisine ait bir yerde duran yazar; insanin ezeli arayisini, kendisiyle savasini, çikmazlarini, çatismalarini, çeliskilerini, esya ile olan iliskilerini; yasadigi kentle ve çevresiyle uyum saglayamayan kisilerin bulunduklari yerde kendilerine bir alan açma çabalarini ele aliyor. Uzun cümleleri seven yazar, metinleri ritmik ve kivrak bir dil isçiligiyle dokuyarak okuyucuya bir dil söleni yasatiyor. Seyhan, ikinci kitabinda ilgi gören Kadinge öyküsüyle -Türk hikâyeciliginde bir ilk olan- ‘belgesel öykü’ denilebilecek bir tarzi denemisti. Seyhan, bu kitapta, kitaba adini veren öyküyle bu tarzi daha ileri bir noktaya tasiyor.
“Orada bütün çokluklar tek bir maddeye dönüsmüstü: Kül. Müstantik ilk suali sormustu orada: Küllerin içinde büyük babanin dor ati Sahin’in eyerini bulabilir misin? Sadece bu mu?
Küllerin içinde dadimin pamuk ellerini emen eldivenler, cici annemin yumusak dizlerini agirlamis minderler, annemin Isfahan halilarina dökülmüs gözyasi damlalari, halamin gelinlik çeyizleri, çocuk yasta bilinmeyene ulasmis olan kardesim Sevda’nin bana verdigi isirilmis elmanin kesmikleri, dayimin fesinin püskülleri, büyük babamin kestane dorusu atlarinin kosum takimlari…
Hepsi tek bir nesneye dönüsmüstü.
O yanginin ruhuma attigi çentikler iste yillar sonra burada, karsimda, gölgemde tekerrür ediyordu.”
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
184
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786054921621
Ortalama Değerlendirme »