Bu yürüyüste, Arnavut kaldirimli sokaklarin ve kanallar boyunca uzanan evlerin kirmizi tuglalarini, kemerli, yumusak kamburlu ve geceleri isiklarla süslenen köprüleri ve bisikletlerinde sirtlari dimdik dolasan Amsterdam’lilari görürüm. Yukari bakinca çatilarin kenarlari deniz canavarlari, deniz kizlari, azizler ve gamzeli melek çocuk heykelleri gibi coskulu süslerle ile doludur. Asagi bakinca ise bu üçgen çatili dünya, bir sualti yankisi gibi kanallardan geri yansir. Avrupa’nin en büyük tarihi merkezinin kanal aginda yürümek sanki zamanda donmus bir baloncugun içinde gezmek gibi bir seydir. Eger günesli bir Cumartesi günü ise, büyük tekerlekler halinde sunulan, üstü parafin balmumu kapli, yari/sert Edam peyniri satilan Noordermarkt’dan geçerim; ya da bir kosu engin, bulutlu gökyüzünün altinda Hollanda manzaralarini resmetmis sanatçinin resimlerinin bulundugu Van Gogh Müzesi’ni gezerim. Fakat karanlik bastirmadan da, kanallara döner ve günesin, suya dalmaya hazirmis gibi görünen heykelden deniz kizlarinin arkasinda batmasini
izlerim. Bu rehber size, Amsterdam sehrini sarip kesisen kanallarini kesfetmenize yardimci olacaktir.
Ortalama Değerlendirme »