Mekke’nin o essiz saadet devrinin arifesinde sâkinleri içinde en heybetli yigitlerinden biri süphesiz Hamza idi. Tabiat olarak, avi ve macerayi, yigitligi sever, durgun bir hayattan hiç hoslanmazdi. Av dönüsü Kâbe’ye kavusmak, onu tavaf etmek ayri bir haz verirdi ona. Nedendir bilinmez, içinden bir seyler kopar, yüregindeki yaglar erirdi tavaf ederken.Hamza’nin bu avdan dönüsteki tavaf manzarasi görmege degerdi, zira daglara bas egmeyen bir yigit olan Hamza’nin bu mütevazi tavri onun kadar yigitligi olmayan baskalarina nispetle daha da degerli oluyordu. Çünkü hayatinda zaten basi egik gezenlerin Kâbe önünde bas egmeleri o kadar dikkat çekici olmazdi, ama Hamza öyle degildi; böylesine daglari bile ensesinden baglayip assalar egilmeyecek olan bu dik bas, Kâbe önünde nasil da hürmetle egiliyordu.Ancak bu defa baska bir sey olmustu; Allah huzurunda egilmeyi reddeden Ebû Cehil ve avanesi, Hamza’dan iyi bir tokat yiyerek egilmez zannettikleri dik baslarini, Kâbe’nin Rabbi huzurunda basini egen bir yigidin kahramanligi, cesareti ve hatta öfkesi karsisinda egmislerdi; ne garip bir tecelli… Hamza’nin irzi, namusu ve serefi için bedel olarak veremeyecegi maddî ve mânevî hiçbir seyi zaten yoktu.Ancak onun bunlardan da öte yüce bir gayesi, davasi da olacakti. Simdi o; yaratilmis varliklarin tamamindan üstün olan Peygambere ve onun tevhid davasina her seyini adamaya hazir bulunuyordu.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yılı
2016
Sayfa Sayısı
268
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786055094379
Ortalama Değerlendirme »