Georg Lukacs Aklin Yikimi’nin tartismali bir kitap oldugunu söylemekten çekinmez. Horkheimer’in Akil Tutulmasi’ndan yedi yil sonra, 1952’de tamamlanan yapit Alman usdisiciliginin tarihçesini tarihsel materyalizmin inceleme araçlariyla yeniden degerlendirir. Lukacs ender rastlanan bir bilgi ve farkindalik sergileyerek fasizmin canavarliklarinin yasli Schelling, Schopenhauer ve Nietzsche’ye kadar geri uzanan bir dönemde atilan tohumlarini arastirir. Alman olmasina karsin Kierkegaard da yirminci yüzyil düsüncesi üzerinde olaganüstü etkisi açisindan uzun uzadiya tartisilir. Lukacs I. Dünya Savasi öncesinin felsefe ve toplumbilimini ele alirken özellikle Georg Simmel ve Max Weber gibi Almanya’nin önde gelen düsünürlerinden kisisel tanisiklikla söz eder. Kitabin irk kuraminin on sekizinci yüzyildaki köklerinden baslayan gelisimini çizen son bölümünün ardindan zamanimiz için bir uyari özelligi tasiyan doyurucu bir sonsöz gelir. Usdisi egilimlere karsi Alman yatkinligini açiklayan özel tarihsel kosullar bulunmasina karsin hiçbir ülke bagisiklik konusunda emin olamaz.
Lukacs’in seçilmis düsünürlerde ortaya koydugu karanlikçilik, kendinden hosnutluk, umutsuzluk ya da kiniklik egilimlerine karsin yazar onlarin yapisal basarilarini yadsimaya çalismaz. Lukacs, Pietro Nenni’yle birlikte son uluslar arasi baris hareketlerinde, insanligin rehber isigi olarak, bilinçli aklin (kötüye kullanilmaya her zaman açik olan) kitle duygusunun yerini almasinin ilk isaretini görür. Genç Hegel’le birlikte yazarin basyapitlarindan biri olan ve 2 cilt olarak yayimlayacagimiz Aklin Yikimibastan sona yazarin gelecekteki uygar yasama iliskin ciddi kaygilarini dile getirir.
(Arka Kapak)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Ayşen Tekşen Kapkın
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2006
Sayfa Sayısı
402
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789753881531
Ortalama Değerlendirme »